Jetgiller’i hatırlıyor musunuz? Çocukken ekran başında, uçan arabalarla okula giden çocuklara, robotların yemek hazırladığı evlere hayran kalırdık. Gelecek sanki sihirli bir yerdi; büyüdüğümüzde o dünyayı görecek miyiz, emin olamazdık. Ama hayal etmek güzeldi.
Bugün dönüp baktığımızda, o hayallerin bir kısmının sessizce hayatımıza sızdığını fark ediyoruz. Mesela, aklımıza takılan basit bir soru için bile AI sistemlerine başvuruyor, ev içinde akıllı temizlik robotlarımızı kullanıyor ve cebimizde taşıyabildiğimiz bir ultrason cihazıyla hastamıza yatak başında tanı koyabiliyor, tedavi kararlarımızı anında şekillendirebiliyoruz. Eskiden sadece büyük cihazlarla radyoloji odalarında yapılabilen görüntülemeler, artık hekimlerin doğrudan elinde.
İşte bu yüzden POCUS’un geleceği sadece bir teknolojik ilerleme değil, aynı zamanda bir hayalin gerçeğe dönüşmesidir. Hayatın her alanında olduğu gibi tıbbın içinden geçen bu sessiz devrim, sadece bugünü değil, yarını da şekillendiriyor.
Peki bugün vardığımız nokta, gelişmeler açısından bir son bir limit midir? Elbette hayır…Bu gelişmelerin varabileceği noktanın tespiti şimdiden zor olsa da önümüze açılan kapıların sonsuzluğu hepimizi büyülüyor. Örneğin yapay zeka algoritmaları, görüntü tanıma, ölçüm yapma ve hatta tanısal önerilerde bulunma konularında klinisyenlere destek olmaya başladı bile. Bu teknolojinin, PoCUS’a adapte edilmesi özellikle PoCUS deneyimi daha az olan hekimler için öğrenme eğrisini kısaltacak ve standardizasyonu artıracaktır.
Cihaz boyutlarının küçülmesi ve görüntü kalitelerinin iyileştirilmesi, ultrason kullanımının kliniklerde yaygınlaşmasına neden olmuştur. Daha gelişmiş görüntüleme teknolojileri, Cihazların daha da küçülmesi (hatta giyilebilir teknolojilere entegre olması), görüntü kalitesinin gözle görülmüşçesine arttırılması, yeni ultrason modalitelerinin (elastografi, kontrastlı ultrason gibi) yatak başına taşınabileceğini düşündürmekte.
Eğitmenler olarak günlük rutinimizin bir kısmını telefonumuza gelen ultrasonografik görüntülerin yorumlanması ile geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Tele-tıp uygulamasının bir parçası olarak Tele-Ultrason uygulamaları gelecekteki seçeneklerden biri olabilirken, asıl teknolojik gelişme “Uzaktan Eğitim Modülleri” üzerinde olacaktır. Şimdi bile dünyanın herhangi bir yerindeki online kurslardan faydalanabiliyorken, online simülasyon sistemlerinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi, geniş coğrafyalara ve kitlelere ulaşmayı sağlayacaktır.
Haydi biraz daha hayal kuralım. Robotik POCUS sistemleri özellikle ulaşılması zor veya tehlikeli ortamlarda ya da uzman eksikliği olan durumlarda, uzaktan kontrol edilebilen robotik PoCUS sistemlerinin devreye girdiğini bir düşünelim. Tıpkı robotik cerrahilerin ulaştığı inanılmaz noktalar gibi artık ultrasonografi de hayallerin ötesine ulaşabilir.
30 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz teknolojilerle bugün günlük hayatımızı yönetirken, bu gelişmelerin ve daha fazlasının PoCUS’a da ulaşacağını bilmek heyecanımızı katbekat arttırıyor.
Dr.Öğrt.Üyesi Büşra Bildik
